12 Eylül 2013 Perşembe

Pickwick'in Çilesi - Winston İle Tanışma ( Bölüm 20 )

Bu çocuk beni nereden tanıyor? Bu çocuk kim? Hayatıma böyle bir doğa harikası girse kesinlikle hatırlarım. Acaba çirkin arkadaşına beni ayarlamak için takip mi ediyor? Ya da bence beni cazibesiyle kandırıp yurtdışına kaçırıp pasaportumu elimden alıp beni satacak. Niyeti bu kesin. Bu düşünceler içinde boğulurken kadının bir başkasına da bana söylediklerini duydum. Ve işte o zaman anladım her şeyi. Yaka kartım vardı. Ve Pick artık içinden bu kadar konuşmayıp dışından da konuşmaya başlasan iyi edersin çocuk bakıyor.

“ Evet ben de Pickwick. Memnun oldum Winston. Ve kitap okuyorum. “

Niye tersliyorsun ki tanrı parçasını? Ama şöyle de bir gerçek var yani o çocuk çok heteroseksüel kokuyor. Bana bakmaz yani neden terslemeyesin? Olsun sen yine de tersleme.

“ Evet görüyorum ve kusura bakma. Biraz heyecanlıyım da konuşmak iyi gelebilir. Yalom okuyan biri psikolojiden anlar diye düşündüm. “

Demek o da okumuş. Bu iyiye işaret.

“ Öyle olsun bakalım. Dinliyorum anlat derdini. “

Sıkılgan bir tavırla kitabımı kapattım. Kendini ağırdan sat dedikleri şey bu olsa gerek. Gerçi benim de hafif hiçbir yanım yok ki. O düğünlerde ağırlığınca altın takılan yerlerde gidip evlensem benden sonraki üç jenerasyon çalışmadan yaşayabilir o parayla.

“ Ya dostum bu benim sınava ikinci girişim. İlk girişimde herhangi bir yere gidebileceğim bir puan bile yapamadım. Babamın benden büyük beklentisi var. Ve ben bu yıl da hiçbir şey yapamayacağım. Bir türlü anlayamıyorum çünkü. “

Dostum mu? Daha az önce tanıştık yüzü güzel yüzsüz çocuk. O kadar hızlı gitmeyelim bence. Önce bir kahve ısmarlasaydın.

“ Anlıyorum ama sınava giren kişi sensin. Yani en azından yaka kartını takan sensin. Babanın olayın içinde olmadan baskı kurması çok saçma bir tutum gibi görünüyor. “

“ Biliyorum, o öyle biridir. Çok hırslı biri. “

Saate bakıyorum daha bir saat var. Yandın Pick bir saat boyunca baba sorunları dinleyeceksin.

“ Dediğim gibi bu onun karışacağı bir şey değil. O yüzden kendi yapamadığını sana yansıtıyor. Anlıyormuş gibi görün ama hiç umursama. Her zaman işe yarar. Sen rahat ol sınav kolay oluyor.”

“ Sanırım İngilizcen gerçekten iyi. Ya da çok soğukkanlı birisin.”

“ Düşünmüyorum sadece. “

Resmen yalan söyledin çocuğa Pick. Sen düşünmüyorsan diğer insanların böyle bir kabiliyeti bile yok. İngilizcem iyi desem çocuk üzülecek ama ne yapayım. O güzel dudaklar üzülmeye değmez. Bak gergin gergin duruyorlar. Neyse odakla Pickwick. Çocuğu porno izlercesine inceleme.

“ Aslında en iyisini yapıyorsun. Ben de deneyeceğim. Ayrıca teşekkürler dinledin en azından. Peki kaçıncı sınıfsın? “

İşte korkulu rüyam olan soru. Bu çocuk kesin lise son falan. Ben daha lise üçteyim gerçi boylarımız eşit bence. Bir de benim ayağımda asker postalı var. Taşırken zorlanıyorum beş tonluk ayakkabı ama boyumu baya uzun gösteriyor.

“ Lise üçteyim henüz. Ya sen? “

“ Ben de öyle. Çok garip genelde yaşıtlarımın hepsini tanırım. Kafelerde falan pek takılmıyorsun sanırım. Yoksa kesin tanırdım.”

Birincisi o senin kafelerde falan dediğin yerler benden sorulur. Sen bana asosyal mi demek istiyorsun? İkincisi seninle ben nasıl aynı yaşta oluruz? Utanmasan askere gideceksin hala lise üçteyim diyorsun. Yok ben inanmıyorum buna.

“ Bazen takılıyorum. Canım istediğinde. Yalnız başıma dışarı çıktığımda kafeler çok sıkıcı geliyor. O yüzden hiç görmemişsindir beni. “

“ Olabilir. Ben de bazen kitap okumaya bir yere gidiyorum. Çok garip tipler oluyor ama kitap okumak için ideal. Şu merkeze gelirken lisenin oradaki park. Biliyorsun değil mi? “

Bilmez miyim tüm haftasonlarımı orada geçiriyorum. Üstelik kitap okurken. Kitap okuyanları da keserim. Görmüş olmam lazım yani. Ama yapılmaz bu bana.

“ Ben de genelde haftasonları oraya giderim okumaya. Karşılaşmamamız tuhaf. “


“ Bundan sonra karşılaşırız belki? “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder