“ Gelecek belirsiz bir olgu. Bakarsın olur. Bakarsın buradan
çıkınca seni bir daha görmem bile. “
Pick ne yapıyorsun sen oğlum? Niye felsefeye bağladın sen
şimdi. Birazdan gerçekliğin varlığı hakkında dört sayfalık bir kompozisyon
hazırlamaya başlayacaksın resmen.
“ Tabii haklısın. “
Bak çocuğu bile sıktın şimdiden. Dur hiç beklemediği bir şey
yap ki dikkati sana gelsin. Sağ arkamdaki çocuğu kesiyor galiba gözleri
orada.Ben de kesmiştim. Ne yapsam ki acaba.
“ Tabii eğer istersen numaramı vereyim böylece gideceğin
zaman haber verirsin oradaysam görüşürüz. “
Ne diyeceğini beklemeden hızlıca bir kağıda numaramı yazıp
önüne uzattım ve bir şey söylemeden kalktım masadan. Bence bir sigarayı hak
etmiştim. Tam giderken bari çocuğu da çağırayım belki kendini zehirlemeyi seven
biridir diye.
“ Sigara içmeye çıkıyorum gelmek ister misin? “
“ Geliyorum telefonumu alayım babamdan orada bulurum seni. “
İlk randevunu kopardın oğlum. Saçmalama ne randevusu sigara
içmeye bahçeye çıkacaksınız bunun neresi randevu. Gerçi kendim adına cidden
büyük bir adım attım ve numaramı verdim. Daha ne yapayım? Acaba bahçeye çıkar
çıkmaz üzerine mi atlasam çocuğun? Yok artık o kadar da değil Pick. Bari
gazozuna ilaç falan kat yani öyle hayvan gibi dalma çocuğa. Ya da bekle kendi
isteğiyle gelir sana. Pickwicksin sen bu kadar düşünme. Bu söylediğim nasıl bir
çelişkiydi acaba.
“ Hey. Telefonları almıyorlarmış içeri o yüzden babama
vermiştim. Seni bulmak zor olmadı. Baya uzunmuşsun. “
Harbiden dikkat ettim de Winstondan uzundum.
“ Ayakkabıdandır. Ben girişteki mahkeme duvarına bırakacağım
telefonumu sınavdan önce. “
“ Her neyse kaydettim seni. Pickwick değil mi yazılışı
adının? “
“ Evet. “
“ Anlamı ne? “
Cennete düşen ilk ayaklı felaket tanesi. Ne bileyim ben bunu
arkadaş. Hiç bakmadım ki adımın anlamı nedir.
“ En ufak bir fikrim bile yok. “
“ Pekala bundan sonra oraya gittiğimde sana mesaj atacağım.
“
Mesaj mı? Fakir misin oğlum? İnsan bir hava olsun diye
ararım falan der de aramaz. Neyse mesajla da yetinebilirim sanırım.
“ Ben de gideceğim zaman ararım haberleşiriz. “
“ Anlaştık. Yalom okuyan biriyle aynı anda kitap okuyacağım.
Hoş bir şey bu. “
Abartmasan adamı artık? Anladım okudun sevdin falan ama o
kadar da abartmana gerek yok. Adam gereksiz asılmalarına araç olduğunu öğrense
peşine kiralık katil takar oğlum. Başka kitaplar da okuyorum ben. Aslında
bakarsan fazla fazla kitap okuyorum ben. Arkadaşım yok da.
“ Bu o kadar büyük bir ayrıcalık değil ki. Kitapçılarda
satılıyor sonuçta kitap. “
“ Ama ilgilenmeyen birisi pek almaz. “
“ Neden bu kadar övüyorsun peki onu açıkla.”
“ Yazım tarzı hoşuma gidiyor. Ayrıca konu olarak da ilgimi
çeken bir şeyi işliyor. “
“ Sen öyle diyorsan. “
Artık yaksak sigaralarımızı da sınavı olup gitsek dostum?
Bence çok güzel olabilir. Dur ilk hareketi benden bekliyor galiba. Ya bu çocuk
da ne pasif çıktı ya. Yani o anlamda pasif değil. İlk hareketlerin hepsi benden
gelecekse ne anladım ben bu flört olayından. Gerçi flört içinde bile değiliz
ona göre. Olsun o Pickwick’in nasıl biri olduğunu bilmiyor daha. Çıkardım çantamdan
paketi sonra çocuğa baktım böyle. Acaba uzatsam mı uzatmasam mı? Çocuk sigara
içen bir tip gibi değil. Ben de sigaralarını ortalığa saçan bir tip değilim
zaten. Ama dur eğer flört ediyorsak ne olur ne olmaz. Pintiliği bırak Pick.
“ İster misin ?”
“ Ben aslında çok içmiyorum ama alayım seninle keyifli
olabilir. “
Ne o orgazm sigarası mı sandın bunu? Seninle keyifli
olabilir ne demek yahu? “ Ben aslında çok içmiyorum” da çok büyük bir yalandır
ayrıca. Daha önce ağzıma yanlışlıkla değdi de babam kızar diye ağzıma kezzap
döktüm demektir onun anlamı.
“ Tamam getir de yakayım. Daha önce pek içmişe benzemiyorsun
aslında.”
“ İçmedim zaten. Deneyimsiz görünmek istemedim. Hehe.”
Hehe mi? O nasıl bir gülüştür lan? Hayır şokuma verin lütfen
lan falan dedim ama. Hayatımda ilk kez hehe diye gülen biri gözüme bu kadar
güzel göründü. Ne desem bilemedim ben de otuz bir dişimin tamamını açarak
karşılık verdim. Çok mu kaçtı acaba? Yok Pick sen bir daha gülme mümkünse. Sana
neden at gibisin dediklerini şimdi anladım. Lanet olsun çocukla olacağı varsa
bile bu saatten sonra olmaz.
“ Yerinde olsam hiç başlamazdım. Ben mesela öylesine
içiyorum. Ortamdan çıkmak için bahane oluyor. “
“ Mantıklıymış gerçekten. Bundan sonra ben de deneyebilirim.
“
“ Daha beş saniye falan önce başlama dedim yahu.”
“ Çok geç beni sigaraya başlattın. “
Banane oğlum. Zorla ağzına tıkmadım ya sigarayı. Annemler
küçükken çekirgelerin ağzına süpürgelerin tel tel olan kısmı var ya ne deniyor
adına unuttum. Ondan tıkıp yakarak sigara içirirlermiş hayvanlara. Ben de öyle
mı yaptım sana söyle bana Winston? Beni öyle biri olarak mı tanıdın sen?
Annenin çocukluk travmalarını da anlattığına göre Pick, bitir o sigarayı da
içeri gir. Adliye bacı sana bakıyor.
“ Kendi isteğinle aldın. Zorlamadım ben. Hadi ben geçiyorum
salona yoksa şuradaki kadın bana arka sokakta tecavüz edecekmiş gibi bakmayı
kesmeyecek. İçeride görüşürüz. “
Yine çocuğu orada bırakıp gittin. Aferin sana Pickwick iyi
yaptın. Bunun gibi tipler ulaşamadığını ister değil mi ? Gerçi bunun seni
istediği bile belli değil. Sen kendi kendine gelin oldun, güvey oldun, kaynana
oldun kendine eziyet çektirdin, hatta onu geçtim düğün davulcun bile oldun
resmen. Çocukta en ufak bir flört belirtisi yoktu beklide. Biliyorsun
düşüncelerin sana neler yaptırıyor. Neyse sınavda da bunları düşünmesen iyi
edersin. Çok iddialı başladın güne çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder