“ Abi iki ekmek bir tane de Camel Box alabilir miyim?”
“ Alabilirsin tabii.”
“ Abi verirsen alacağım.”
“ Kendin alamıyor musun oğlum kazık kadar çocuk oldun.”
Şimdi gel buradan yan Pick. Adam konuşmaz konuşmaz seninle
konuşası geldi resmen. Hayır bir de amacı ne anlayabilsem. Ağzına vuracağım bir
tane o olacak da sabır Pick. Gerçi vursan nasıl kaçacaksın. Tavşan gibi aile
var herifte. Bakkala bir giriyorum sol arka köşede 18 kişi. Neyse sabır
Pickwick en büyük erdem hani.
“ Abi acelem var. Boyumla alakalı bir durum olsaydı
katılırdım sana ama sigaralara ulaşmak için önümde KOCAMAN bir engel var.”
Umarım anlamıştır. Gerçi anlamışa benziyor. Suratındaki
alaycı gülüş gitti, her an bana satırla saldıracakmış gibi bakmaya başladı
herif. Banane abi tüketici haklarına şikayet ederim. Dur veriyor galiba. Oh
rahatladım gerçekten. Beni satırla kovalayacak olan adamı tüketici haklarına
şikayet etmeyi düşünecek kadar korkmuştum sanırım.
“ Hadi kolay gelsin abi. “
Böyle de yüzsüz bir insanımdır. Az önce adamı hayalimde
kendimi satırla kovalattım sonra onu mahkemeye verdim. Az daha bakışsaydık
büyük ihtimalle hapiste adama don, sigara falan götürecektim.
Evin yolunu tuttum. Yorgun hissediyorum kendimi. Büyük
ihtimalle sürekli düşünmekten oluyor bu. Doktorun verdiği ilacı mı kullansam
acaba. Ama yok ya onu içince de kendimi “ Losing My Religion “ un klibinde dans
eden adam gibi hissediyorum. Düşünmemenin başka yolunu bulamazsan Pick, yirmili
yaşlarını görmeden antropoza girip öleceksin. Ben sana diyim bak. Yok arkadaş
benim ilk yapmam gereken şey kendi kendime konuşmamak. Şu andan itibaren
konuşmuyorum kendi içimde. Yok ya böyle da çok sıkılırım. Naber Pick? Ben en
iyisi şu eve gireyim evde içerim sigaramı.
Bir kez olsun şu anahtarı elimi attığım gibi bulayım
istiyorum çantamda. Buradaki mi hayır tirbuşon o. Onun ne işi var orada? Ah
hatırladım 1 numarayla şarap içmiştik gecenin bir vaktinde. Ne günlerdi be.
Geçen hafta mıydı oğlum o gün? Hatırlayamadım. Gerçi şaşırmıyorum
hatırlamamama. Aha buldum anahtarı. Eve girer girmez kendimi yatağa atacağım.
Bunu yapmayı ne kadar istesem de annem misafir var dedi. Ve misafir geleceği
zaman o benim canım annem gider, nazi kampı yöneticisi gelir. O kadına bakınca
sanırsınız pamuk gibi bir insan. Bir de misafir geleceği zaman görün onu.
“ Annelerin en güzeli ben geldim. “
“ Hoş geldin Pick. Hadi git elini yüzünü yıka da
misafirimize hoş geldin de.”
Ben o kısmı direk atlamayı düşünüyordum. Sonra bir an
gözlerinin içine baktım ve orada yapacağım hamleden sonra olacak olayların
hepsini gördüm. O kırbaçlar, o oklavalar, o samuray kılıcı… Bizim bir samuray
kılıcımız bile yok. Ekmek bıçağı mıydı acaba? Ya da annem benden habersiz,
gizli bir samuray topluluğuna mı girmişti?
“ Tamam anne.”
Bu kadar da resmi olabilirim. Napayım benim de soğuk halim
bu. Samuray kılıcım olmayabilir ama surat asarak bir insanı kolaylıkla
öldürebilirim bence. Neyse Pick şimdi bırak insanları öldürme. Olabildiğince
güleryüzlü ol ve misafirlere iyi davran.
“ Annelerin gülü ben geldim gelmes- “
Bu sefer olayı gerçekten son noktaya kadar götürmüştü bu
çocuk. Yahu kapıdan kovsam bacadan giriyor. Banktan kovdum akşam eve misafir
olarak geldi. Evet doğru tahmin ettiniz Winston!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder