“Pardon ne dedin sen?”
“Susmanı bir tek bu şekilde sağlayabildim. Beni dinle şimdi.
Neredesin bana onu söyle ve senin yanına geleceğim. Konuşmamız gerekiyor.”
“Konuşurken suratıma kapatmayacaksan eğer, sahilde bi bank
tepesinde oturuyorum. Su samurundan önce gelmeye çalış.”
Kapattım telefonu. Kapattım kapatmasına ama ben intikamın
verdiği hazzı beklerken hiçbir şey hissedememenin hüsranına kapılmıştım.
Arkadaş o suratıma milyon kere kapattı telefonu, Pick oğlum sen neden onlar
gibi hissedemiyorsun. Düşün Pick kendini ne kadar kötü hissettiğini düşün o
suratına kapattığında. Sevişmenin ortasında baban aramış gibi hissetmedin mi?
Sigaradan bir fırt aldıktan sonra gerisini arkadaşına kaptırmış gibi
hissetmedin mi? Hissettin. Savaş o zaman.
Winston mu o? Nereden geliyor bu çocuk. Uzaylı mıdır nedir
yahu. Nasıl bu kadar çabuk gelebildi anlamıyorum. Hayır yukarlarda bir yerde
“Skati” varsa, nolur beni de ışınlasın. He beni gördü sanırım. Dur haberim
yokmuş gibi davranayım. Onu bekliyormuşum gibi görünmeyim diyeceğim de bizim
köşe evdeki Mualla abladan farksızdı halim. Kafamı suyu arayan caretta
carettalar gibi uzatmış bakınıyordum.
“ Doğruyu söyle Winston, konuşman gereken konu senin uzaylı
olman falan mı? “
“ Her zaman yaratıcılığına hayran kalmışımdır Pickwick. Ama
bunu nereden çıkardın? “
“ Normal bir insan bu kadar kısa sürede ve bir anda ortaya
çıkmaz. Doğruyu söyle Winston valla yargılamayacağım. Ama orada bir yerde bir
Skati olayı varsa cidden şu anda beni eve ışınlayabilir mi? “
“ Bakıyorum yine son derece gerginsin Pick. Ne oldu? “
“ Birincisi bana Pick deme, adımdan soğutuyorsun. İkincisi
bugün neden herkes bana bu soruyu soruyor? Ve üçüncüsü buraya beni değil senin
gizli devlet sırrını konuşmaya geldin. Anlat. Hala su samurundan ümidimi
kesmedim. “
“ Pickwick, beni özleyip özlemediğini sorduğumda bana kesin
bir şey söylememiştin. “
Harika, onu özlediğimi teyit etmek için beni bu kadar
uğraştırmış. Ya arkadaş beni terk eden sensin. Ardından milli koşu takımına
çağrıldım ben haberin var mı? Evde attığım deparları duymuşlar. Sen gelmiş bana
beni özledin mi diyorsun.
“ Konumuzla alakası ne peki? “
“ O cevabına göre sana bir şey söyleyeceğim. “
“ Söyleme. “
“ Söylemek istiyorum Pickwick. Çok zamanımız yok karar
vermen için. “
“ Seninle evlenmeyeceğim Winston. “
“ Orasına bakarız, sen beni özledin mi özlemedin mi? “
“ Bir süredir hiçbir şey hissetmiyorum Winston. O yüzden bu
soruna verebilecek en iyi cevabım bu. “
“ Pekala Pick, ben Amerikaya taşınıyorum. Ben düşündüm de,
belki…”
seni'de yanında götürmek istediyse ve sen gururundan hayır saçmalama, uzaydaki geldiğin o kara deliğe dön ve uç uçabildiğin kadar dediysen eğer tü yazıklar olsun :D :D :D neyse ne dedi acaba bekleyip göreceğim :*
YanıtlaSilhahah herkes bekleyip görecek :D:D ama sanırım tam olarak senin dediklerini demiyor Pick ;D
Sil